15 Temmuz 2014 Salı

Hazırlık Mevzusu

Ankara Tıp'ta eğitim dili %100 Türkçe olmasına rağmen hazırlık sınıfı son kez 2014 yılında zorunludur. 2014 yılından sonra hazırlık sınıfı kalkmaktadır. Bu yüzden bu yıl hazırlık sınavını geçmeniz iyi olacaktır.

Ankara Üniversitesi'nin hazırlık atlama sınavı bir Bilkent ve ODTÜ kadar zor değildir. Google'da arama yapsanız eski soruları da bulabilirsiniz. Eski soruları çözmeyi deneyin ve zor gelirse biraz İngilizce çalışın. Piyasada pek çok özel hazırlık atlama kursu bulunmaktadır ve bu kursların faydalı olduğunu söyleyen çok kişi var. Yine Ankara Üniversitesi'ne bağlı TÖMER de hazırlık atlama kursu veriyormuş. Ankara Üniversitesi'nin kendi kuruluşu olduğundan daha faydalı olabilir.

Neden Ankara Tıp?

- 68 yıl önce kurulmuş ve tıp eğitiminde bir ekol olmuş cumhuriyetin ilk tıp fakültesinin mezunu olmak için
- 70. yıl kutlamalarında Ankara Tıp'ta bulunmak için
- Bilgili, becerikli ve insana değer veren tam bir hekim olmak için
- 500'e yakın öğretim üyesinden eğitim almak için
- Türkiye'nin en büyük yatak kapasiteli hastanelerinde eğitim almak için
- Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi'nde Akreditasyon Belgesi almış bir fakültede okumak için
- 24 saat açık 3 adet çalışma salonunda bayılana kadar ders çalışmak için
- Nisan 2014 TUS 1.'sinin öğrenciyken soluduğu havayı solumak için
- Müzik Kulübü'nün yenilenen stüdyosunu gitarınla inletmek için
- Tiyatroya ilgi duyduğun için
- Halk oyunlarına ilgi duyduğun için
- Latin danslarına ilgi duyduğun için
- Arkadaşlarınla toplanıp amfilerde film izlemek için
- Modern sanat adı altında gazetelerden dev bir top yapıp Morfoloji Binası'na yerleştirmek için
- Ankara'nın en iyi langırt oyuncuları ile Morfo Mola'da kapışmak için
- Ankara Tıp partilerine yedekten değil, asil olarak katılmak için
- "Off Ankara Tıp çok zor" demek için
- Ankara Üniversitesi'nin Manavgat ve Ilgaz tesislerinde yazın ve kışın ucuza tatil yapmak için
- Olimpik yüzücüysen ve tıp tutturduysan Ankara Üniversitesi havuzunda yüzmek için
- Zurnanın zırt dediği yeri görmek için (bunu gelirsen anlarsın)

Ankara Tıp Zor Mu?

Ankara Tıplılar'a en çok sorulan soru "Ankara Tıp çok zor diyorlar hakikaten çok zor mu?" olsa gerek diye düşünüyorum.

Ankara Tıp'a 2013 yılından önce başlamış kime sorsanız ülkemizin en zor tıp okulu olduğunu söyleyecektir. Çünkü bu dönemden önce geçme notu 100 üzerinden 70'ti ve 2012 yılına kadar 60 barajı uygulanıyordu. Yani 60'tan düşük aldığınız her notta puanınız da eksiltiliyordu. 2013 yılında Ankara Üniversitesi Senatosu'nun aldığı kararla geçme notu 60'a indirildi. Şu anki durumuyla Ankara'daki ve İstanbul'daki fakültelerden çok fazla bir zorluğu bulunmamaktadır. 2014 yılında %50 ders barajı sistemi getirilmesi planlanmaktadır ama geçme notu 60 olduğu için çok bir etkisi olacağını düşünmüyorum.

Ankara Tıp'ın mezuniyet öncesi tıp eğitimi akredite olurken geçme notu düşen tek okul diye namı vardır çünkü diğer fakülteler bu süreçte geçme notlarını artırdı. Ankara Tıp akreditasyon için kalitesini aşağıya çekti de der bazı çevreler :P

Başka bir söylenti Hacettepe gerekli bilgileri öğretir, Gazi gereksiz bilgileri öğretir ve Ankara gerekli gereksiz her şeyi öğretir diyedir. Bu söylenti de doğru değildir. Hacettepe ve Gazi de benim gözümde bir Ankara Tıp olmasa da ülkemizin çok iyi fakülteleridir ve onlar da gerekli gereksiz her şeyi öğretirler :D Çünkü tıp bilgili olmayı gerektirir. Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda da gereksiz her şey sorulur ;)

Hacettepe Tıp'a girilmez ve Ankara Tıp'tan çıkılmaz diye de bir söylenti vardır. Bu söylenti de doğru değildir. Çıkamayacak olan ikisinden de çıkamaz olmalı aslında :) Bir dönemdeki öğrencilerin ortalama %80i fakülteyi zamanında bitirmektedir.

Ankara Tıp'ta Sosyal Yaşam

Tıp fakülteleri öğrencileri hakkında genelde sosyallikten uzak ve ders çalışan tipler yakıştırması yapılır. Bu önerme Ankara Tıp öğrencileri için pek geçerli değildir. Zaten doğru olan da dersleri geçerek ve etkinliklere katılarak bir üniversite yaşamı geçirmektir.

Ankara Tıp'ta derslerin bittiği saat 17.00'da tarihi Morfoloji Binası'na girdiğinizde kapının hemen önünde Halk Oyunları Topluluğu'nun (HOT) antremanlarını görürsünüz. Öğrenci işlerinin önündeki alanda Latin müzikleri eşliğinde Eşli Danslar Topluluğu çalışmalarını yapmaktadır. Abdülkadir Noyan Konferans Salonu'na bakarsanız Ankara Tıp Oyuncuları son oyunlarını sahnelemek üzere çalışmalar yapmaktadır. Sarı Salon'da Sanat Topluluğu'nun resim, heykel vb kurslarına rastlarsınız. Pembe Salon'da bir başka topluluk çağırdığı bir konukla program yapmakta olabilir. Bir amfiye girdiğinizde Sinema ve Fotoğrafçılık Topluluğu'nun bir film gösterimine denk gelebilirsiniz. Topluluklar Koridoru'na giderseniz Müzik Kulübü'nün planladığı partide çıkacak gruplar çalışma yapmaktadır. Türk Halk Müziği Korosu da bir yerlerde çalışıyor olabilir. Yine Topluluklar Koridoru'nda Ankara Tıp Öğrencileri Birliği (TurkMSIC) üyeleri son projelerini, Tarih Kulübü yapacağı etkinliğe davet edeceği kişi üzerine tartışıyordur. Kantinde Bilimsel Araştırma Topluluğu (ANTBAT) üyeleri yapmayı düşündükleri ulusal öğrenci kongresi için görev dağılımı yapmaktadır. Bir yanda Spor Topluluğu'nun masa tenisi turnuvası düzenlenmektedir. Morfoloji Binası'nın arkasındaki tenis kortlarında ve basketbol sahasında da bir hareketlilik göze çarpar. Ankara Tıp'ta derslerden sonraki saatler akşam geç saatlere kadar bu yoğunlukta geçmektedir. Sanırım bu kadar çok etkinliği bir arada bulabileceğiniz Türkiye'deki tek tıp fakültesi de Ankara Tıp'tır.

Ankara Tıp'ta pek çok spor dalında fakülte takımları vardır. Bu takımlar üniversite içerisinde ve üniversiteler arası müsabakalarda başarılar elde etmektedir. Eğer uğraştığın sporun fakülte takımı yoksa onu da senin kurmanda hiçbir engel bulunmamaktadır :)

Ankara Tıp'ta bu kadar çok etkinliğin bir arada bulunmasında elbette fakülte yönetiminin maddi ve manevi destekleri etkili olmaktadır. Toplulukların etkinliklerindeki maddi ihtiyaçlarına hep destek verilmiştir ve etkinliklerde görevli öğrencilerin izin almalarında kolaylıklar sağlanmıştır. 

Ankara Üniversitesi öğrencisi olmanında bazı avantajları bulunmaktadır. Ankara Üniversitesi'nin Tandoğan Kampüsü'ndeki olimpik yüzme havuzundan çok düşük miktarlardaki ücretlerle yıllık üye olarak yararlanabilirsin. Tandoğan ve Cebeci Kampüsleri'ndeki spor salonlarından da yine çok düşük miktarlardaki ücretlerle yıllık üye olarak yararlanabilirsin.

Ankara Üniversitesi'nin Ilgaz Dağı'ndaki tesislerinde konaklayıp kayak ve snowboard gibi kış sporlarının eğitimini alabilirsin.Manavgattaki tesislerinde de konaklayıp yelken ve sörf gibi su sporlarının eğitimini alabilirsin. 2014 yazındaki kamp dönemlerinde Manavgat'taki tesislere gidiş-geliş ulaşım, 5 gece konaklama, 6 gün 3 öğün yemek, ekipmanlarıyla sörf ya da yelken eğitimi 260 TL'ye düzenlendi. Yine Ilgaz Dağı'ndaki tesisler için de benzer şartlarda benzer fiyatlarla kamp dönemleri olmaktadır.

Ankara Tıp'ta sanatsal, sportif ve düşünsel etkinliklerin yanında eğlencenin de hakkı verilir. Müzik Kulübü'nün geleneksel In Vivo Partisi ve Ankara Tıp Öğrencileri Birliği'nin (TurkMSIC) geleneksel 1 Aralık Condom Partisi ve 8 Mart Östrojen Partisi Ankara'daki diğer fakültelerden de katılan tıp öğrencileriyle rekorlar kırmaktadır.

14 Mart Tıp Bayramı da en coşkulu şekilde kutlanmaktadır. Geleneksel koşu yarışı, Anıtkabir ziyareti ve gündüz etkinliklerinin ardından gece öğretim üyeleri ve öğrenciler baloda ve geleneksel Morfo Parti'de beraberce eğlenmektedir.

Bütün bunlara Ankara Tıp'taki aile sıcaklığındaki ortam da eklenince Ankara Tıp hayatınızın en güzel anılarına ev sahipliği yapmaya başlıyor ve mezun olunca gitmek zorlaşır. Mezuniyet etkinliklerini de gelirseniz görün. Onlar da sürpriz olsun :)

Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi

Tıp eğitimi diyince hayat boyu devam eden bir süreç akla gelir. Bu yüzden tıp eğitimini mezuniyet öncesi tıp eğitimi (tıp fakültesindeki 6 yıllık süreç), mezuniyet sonrası tıp eğitimi (uzmanlık ve yandal eğitimi) ve meslek yaşamı boyunca süren öğrenme süreci olarak üçe ayırabiliriz.

Buradaki konumuz olan mezuniyet öncesi tıp eğitimini de aşağıdaki gibi 3 döneme ayırabiliriz:

- Klinik Öncesi Dönem (ilk 3 sınıf)
- Stajyerlik Dönemi (4 ve 5. sınıf)
- İnternlük Dönemi (6. sınıf)

Mezuniyet öncesi tıp eğitimindeki bu dönemleri Ankara Tıp'taki sistem üzerinden anlatacağım. Ankara Tıp'ta geçme notu 2013 yılında 100 üzerinden 70'ten 60'a indirilmiştir. Bütün derslerden 100 üzerinden 60 ile geçilmektedir.

KLİNİK ÖNCESİ DÖNEM

Klinik öncesi dönemde teorik bilgi içeren dersler, laboratuvar dersleri, iletişim becerileri, mesleksel beceriler, probleme dayalı öğrenme (PDÖ) oturumları, araştırma projesi yürütme (APY) ve alan çalışması gibi uygulamalar yapılmaktadır.

Klinik öncesi dönemde teorik dersler ve laboratuvar dersleri Morfoloji Kampüsü'ndeki amfilerde ve laboratuvarlarda olmaktadır. İletişim Becerileri, Mesleksel Beceriler ve PDÖler Ankara Üniversitesi Cebeci Hastanesi'nde özel olarak ayarlanmış dersliklerde yapılmaktadır.

Teorik dersler ve laboratuvar dersleri birbiri ile ilişkili bir şekilde ilerlemektedir. Teorik derslerde ilk 2 yılda anatomi, fizyoloji, histoloji, embriyoloji biyokimya, mikrobiyoloji ve biyofizik gibi dersler teorik olarak işlenmekte ve laboratuvarda uygulamaları yapılmaktadır. İlk 2 yıldaki amaç normal bir insanın vücudunun yapılarını ve işlevlerini öğrenmektir. 3. yılda patoloji, farmakoloji ve fizyopatoloji gibi dersler ile klinik tıp bilimlerinden hocaların geldiği kliniğe hazırlayıcı propedötik dersler bulunmaktadır. 3. yıldaki amaç insan vücudundaki yapılar ve işlevleri bozulduğunda ne olduğunu öğrenmek ve klinik yıllara hazırlanmaktır. Laboratuvar derslerinde mikroskopla insan doku ve hücrelerini tanıma, insanda hastalık yapan canlıları tanıma öğrenilirken, biyokimya, fizyoloji ve mikrobiyolojide kullanılan testler de öğrenilir. Anatomi derslerinde kadavra ve maketlerle insan anatomisi öğrenilir.

Ankara Tıp'ta komite sistemi vardır ve komitelere modul denir. Modüler sistemde birçok farklı alandan dersler birlikte anlatılır ve sınavlarda birçok farklı alandan sorular birlikte sorulur. Örneğin sindirim sistemi modülünde sindirim sisteminin anatomisi, fiyolojisi, histoloji ve sindirim sisteminde hastalık yapan mikroskobik canlılar anlatılır. Modül sonunda sindirim sistemi ile ilgili tüm alanlardan soruların olduğu teorik sınav ve laboratuvar sınavı yapılır. İlk 2 sınıfta her yıl 4 modül bulunurken 3. sınıfta 2014 yılı itibariyle 6 modül bulunmaktadır. 

PDÖ oturumları da her modülde ilgili konuda yapılmaktadır. Daha önceden yapılandırılmış bir vakada 10 kişilik bir öğrenci grubu bir öğretim üyesinin yönlendiriciliğinde vakayı tartışır ve kendi öğrenme hedeflerini belirlerler. Belirlenen öğrenme hedefleri bir sonraki PDÖ oturumunda öğrenciler tarafından anlatılır. Öğrenciler PDÖ oturumlarındaki performanslarına göre aldıkları notlar modül sonu notunun %5'ini oluşturur.

Bazen yanlış bilindiği gibi Ankara Tıp'ta PDÖ sistemi değil komite sistemi vardır. PDÖ'de bir eğitim yöntemi olarak kullanılmaktadır.

Mesleksel beceriler dersleri 1. sınıftan 3. sınıfa kadar sürer ve en basit becerilerden başlayarak ilerler. İlk 2 sınıfta el yıkama, eldiven takma, nabız sayma, ateş ölçme, kasa ve toplar damara enjeksiyon yapma, toplar damardan kan alma, dikiş atma, idrar sondası takma ve temel ilkyardım becerileri öğretilir ve öğrenciler gerçek hastalarla karşılaşmadan önce maketler üzerinde kendilerini geliştirirler. 3. sınıfta hastadan öykü alma (anamnez) ve muayene yapma becerileri öğretilir.

İletişim becerileri derslerinde iletişim kurma, hasta-hekim ilişkisi ve çatışma çözme üzerine teorik dersler ve uygulamalar yapılır. Daha önceden eğitilmiş standardize hastalar rol yaparak öğrencilerin uygulama yapmasına imkan sağlarlar.

APY dersleri 3. sınıfta olmaktadır ve 5 kişilik gruplar halindeki öğrenciler kendi belirledikleri bir konuda danışman öğretim üyesi ile 1 yıl boyunca bir araştırma projesi yürütmektedir. 1 yılın sonunda Morfoloji Kampüsü'nde poster sunumu yapılmaktadır ve bu sunumdan not alınmaktadır.

Alan Çalışması da 3. sınıfta olmaktadır ve öğrenciler kendi seçtikleri ailelerin sağlık durumlarını 1 yıl boyunca izlemekte ve danışmanlık yapmaktadır. Yıl boyunca Halk Sağlığı Anabilim Dalı'ndaki öğretim üyelerine de aile hakkında bilgi vermektedir. Yıl sonunda bir rapor hazırlayıp sunmaktadır.

Sene içindeki bütün sınavlarla dönem içi notu oluşturur. Sene sonunda yapılan teorik (%60) ve laboratuvar (%40) final sınavlarıyla da dönem sonu notu oluştur. Her iki notun %50'si alınarak toplanır ve 60 ve üzeri not alanlar sınıfını geçer. Geçemeyenler için final sınavı yerine geçen bütünleme sınavı hakkı bulunur. Bütünlemeyi geçemeyenler için de tek ders sınav hakkı bulunmaktadır.


STAJYERLİK DÖNEMİ

4. ve 5. sınıftaki öğrencilere stajyer doktor denmektedir ve bu dönemde öğrenciler bütün klinik branşlarda belirlenmiş günler boyunca staj yapmaktadır. Stajların ortasında ara sınav yapılır ve geçme notunun %15'ini oluşturur. Staj boyunca öğrencinin performansına göre verilen notlar geçme notunun %5'ini oluşturur. Staj sonu teorik sınav geçme notunun %20'sini oluşturur ve sözlü sınav da geçme notunun %60'ını oluşturur.

Stajyerlik döneminde dersler Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ve Cebeci Hastanesi'nde yapılmaktadır.

Staj sonu ortalaması 60 ve üzeri olanlar stajı başarıyla geçerler. 60'ın altında alanlar bütünleme sınavına girerler. 4. sınıfta tek stajdan kalanların tek ders sınavı hakkı ve 5. sınıfta 3 stajdan kalanların 3 ders sınav hakkı bulunmaktadır.

4. sınıfta 36'şar iş günü İç Hastalıkları 1 (Gastroenteroloji, Hematoloji, Onkoloji ve Geriatri), İç Hastalıkları 2 (Endokrinoloji, Romatoloji, Nefroloji ve İmmünoloji) ve Genel Cerrahi stajları; 12'şer iş günü Nöroloji, Psikiyatri, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları stajları ve 6'şar iş günü Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi, Akılcı İlaç + Allerji stajları yapılmaktadır. Teorik olarak Adli Tıp ve Radyasyon Onkolojisi stajları yapılmaktadır (toplam 180 iş günü).

5. sınıfta 32 iş günü Çocuk Hastalıkları stajı; 24 iş günü Kadın Hastalıkları ve Doğum Stajı; 12'şer iş günü Ortopedi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Anestezi, Kulak-Burun-Boğaz, Göz, Dermatoloji, Göğüs Cerrahisi + Acil, Üroloji, Halk Sağlığı stajları, 6'şar günlük Radyoloji ve Seçmeli (Beyin Cerrahisi, Kalp ve Damar Cerrahi, Aile Hekimliği, Spor Hekimliği, Plastik Cerrahiden biri) stajları ve 4 günlük Çocuk Cerrahisi stajı yapılmaktadır. Teorik olarak Tıp Etiği ve Nükleer Tıp stajları yapılmaktadır (toplam 180 iş günü).

Stajyerlik döneminde staja göre değişkenlik göstermekle birlikte sabahları hocayla vizit yapılır ve hoca stajyer doktorlara hastaları ile ilgili sorular sorar. Stajla ilgili uygulamalar da genellikle sabah yapılır. Öğleden sonra ise stajla ilgili teorik dersler anlatılır. Stajlardaki ortalama öğrenci sayıları büyük stajlarda dönemdeki öğrenci sayısının 5'te1'i kadar ve küçük stajlarda 15'te 1'i kadardır. Vizitteki öğrenci sayısı da dönemdeki öğrenci sayısının 30'da 1'i civarını geçmemektedir. Böylece her öğrenci stajda en az 1 hastadan öykü alma ve hastayı muayene edebilme şansını bulmaktadır.


INTERNLÜK DÖNEMİ

6. sınıftaki tıp öğrencisine intern doktor denir. Internlük dönemi her yıl 1 temmuzda başlar ve 30 haziranda sonlanır. Öğrenciler 2'şer ay İç Hastalıkları ve Çocuk Hastalıkları, 1'er ay Genel Cerrahi, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Halk Sağlığı, Psikiyatri, Seçmeli Dahili Tıp Bilimleri (Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi, Dermatoloji, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Nöroloji, Radyoloji, Allerji, Adli Tıp) Seçmeli Cerrahi Tıp Bilimleri (Beyin Cerrahisi, Anestezi, Çocuk Cerrahisi, Gögüs Cerrahisi, Kalp ve Damar Cerrahisi, Göz, Kulak-Burun-Boğaz, Ortopedi, Plastik Cerrahi, Üroloji) stajlarını yaparlar.

Internlük döneminde stajlar Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ve Cebeci Hastanesi'nde yapılmaktadır.

Internlük dönemindeki stajlarda sınav yoktur. Öğrenciler 5 yıl boyunca edindikleri bilgi, beceri ve tutumlarını gözetim altında uygulama imkanı bulurlar. Bu dönem hekimlik yaşamından önceki bir tatbikat dönemi gibidir.

İnternlük döneminde öğrenciler 6 aya kadar Erasmus, Mevlana ve Farabi programları yada kendi imkanları ile ayarladıkları yurtiçi veya yurtdışındaki bir fakültede öğrenim görebilirler.

Ankara Tıp'ta internlerin görev ve sorumlulukları oldukça ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Her staj için ayrı ayrı görev ve sorumluluklar tanımlanmıştır. Belirlenmiş görev ve sorumluluklar sayesinde internler öğrenim haklarını savunabilmektedir.

Ankara Tıp'taki zorlu ama verimli internlük döneminin ardından göreve başlayan bir hekim mesleki sorumluluklarını rahatlıkla yerine getirebilir.

İlk Aşama: Tıp mı Mühendislik mi?

Not: Tıp konusunda kararlıysan bu yazıyı okumana gerek yok.

MF puanı yüksek gelince ülkemizin en iyi tıp fakültelerine ve mühendislik fakültelerine girebiliyorsunuz fakat mühendislik ve tıp birbirinden oldukça farklı alanlardır. Bu aşamada öncelikle iyi düşünmenizi ve hangisinin size daha uygun olduğuna karar vermenizi öneririm. Bu kararı verirken ileride kendini nerede gördüğünü ve kişisel özelliklerini göz önünde bulundurmalısın.

Açıkçası bu yazıda bir tıpçı olarak tıbba biraz torpil geçmiş olabilirim bu yüzden mühendis arkadaşlar darılmasın :)

Tıp fakültesi tercih etmek demek hekim olmaya karar vermek demektir. Tek tük mezunlar dışında tıp mezunları hekim olarak çalışırlar. Hekimlik dışında ilaç firmalarında, biyomedikal firmalarında ve sigorta şirketlerinde danışman ve yönetici olarak çalışanlar, Sağlık Bakanlığı'nda ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nda (SGK) bürokrat olarak çalışanlar, hatta tıp eğitimi ile alakasız olarak şarkıcılık (Ferhat Göçer), sinema oyunculuğu (Cüneyt Arkın), sinema yönetmenliği (Mustafa Altıoklar), sunuculuk (Elif Ilgaz), şairlik (Küçük İskender), modellik (Selma Ergeç) ve prodüktörlük (Erol Köse) yapan hekimler de vardır. Tıp faültesinden her şey çıkar arada bir de doktor çıkar derler ama ben buna pek katılmıyorum çünkü mezunların %99'u hekimlik yapıyor.

Mühendislik eğitimi ise tıbba göre daha serbest bir alandır. Pek çok farklı alanda çalışabilir ve kendi işini daha rahat kurabilirsin.

Eğer tıp yazmayı düşünüyorsan insan ilişkilerinde iyi olmalısın. İnsanların dertlerini dinlemekten ve onların acılarını ve ağrılarını dindirmekten usanmamalısın. Kısacası etkili iletişim kurmalı, iyi bir dinleyici olmalı ve insanlara sevgi duymalısın. Sır saklayabilmeli ve empati yapabilmelisin. El becerileri konusunda çok becerikli olmana gerek olmasa da çok beceriksiz olmamalısın. Elbette okumayı ve araştırma yapmayı sevmelisin çünkü bütün hayatın böyle geçecek.

Birçok farklı kişilik için birçok mühendislik dalı mevcuttur. Sanırım herkese göre bir mühendislik bulunabilir.

Tıp eğitiminde matematikle pek uğraşmazsın. 4 işlem yapabiliyorsan bu sana tıp eğitimi için yeterli gelecektir. Tıp dersleri daha çok ezbere kaçan biyoloji ile alakalı derslerdir.

Mühendisliklerin hepsinde ileri düzeyde matematik görürsün. Mühendislik eğitiminde de ezber gerektirecek bölümler mevcuttur.

Tıp fakültesinden mezun olduğunda zorunlu hizmet yükümlülüğü vardır. 1 Temmuz'da internlük dönemi biter ve artık bir hekimsindir. Eylül ya da Ekim gibi devletin seni atadığı bir yerde görevine başlarsın. Zorunlu hizmet tıp fakültesinden mezun herkes için geçerlidir (Özel ya da devlet üniversitesi ayrımı yoktur). Zorunlu hizmeti tamamlamadan özel sektörde ya da kendi muayenehanende hekimlik yapamazsın. Zorunlu hizmet her ne kadar ülkenin en ücra köşelerine bile gitme anlamına gelse de gittiğin yerin ücralığına göre maaşın da artar. Yeni mezunlardan 4000 - 4500 TL altında maaş alan duymadım. 12000 TL maaş alan bir yeni mezun duydum ama gerçekliğinden ben de emin degilim.

Mühendislik eğitimi sonrası devlet tarafından atanma durumu yoktur. Bu durumda özel sektörde iş aramalı ya da devlette işe başlamak için bazı sınavları geçmelisin. Bir diğer seçenek de yüksek lisans ile eğitimine devam etmek ama onun için de bazı sınavları geçmelisin. Ayda 1500 TL'ya çalışan yeni mezun mühendis de duydum ayda 10000 TL'ye çalışan yeni mezun mühendis de duydum.

Mühendislik ve Tıbbı bu şekilde kısaca karşılaştırdıktan sonra tıbbın bazı özelliklerine de değinmek isterim. İnsan bedenine dokunma yetkisi olan tek meslektir. Karşınıza gelecek bir insanı kesersiniz, dikersiniz, genlerine müdahale edersiniz (genetik mühendisliği insanla çok alakalı bir iş değil, çünkü insan üzerinde çalışmak için tıp bitirmelisiniz), en özel ve en zor anlarına şahit olursunuz. İnsanlar üzerinde bilimsel araştırmalar yapmak sadece tıp mezunu kişilerin işidir.

Her ne kadar son günlerde hekimliğin itibarını düşürmeye çalışanlar olsa da bence dünya üzerindeki en saygın meslektir. Bu saygınlığı daha tıp fakültesinde öğrenciyken hissedersiniz. Küçük bir yerde sevilen bir hekim belediye başkanı adayı olsa kesin seçilir :)

Eğer işinizi en iyi şekilde yapıyorsanız gece başınızı yastığa koyduğunuzda huzurlu hissedersiniz çünkü insanlık için çalışıyorsunuz. Ruhen çabuk olgunlaştığınızı görürsünüz.

Bütün bunların yanında tıp eğitimi de hekimlik de zordur. 36 saat nöbet tutarsınız, hatta bazen bu nöbetler gün aşırı nöbetler olur. Her ne kadar 657 numaralı kanuna tabii olsanız da diğer memurlar gibi sabah 8 aksam 5 çalışmazsınız. Eğitim hayatınızda da hekimlik yaşamınızda da gün ağırmadan işinizin başında olmanız gerekebilir. Akşamları işleriniz bitmeden çıkamazsınız ve bu işler bazen geç saatlerde biter. Hata yapma şansınız yoktur. Hata yaparsanız başınız çok ağrıyabilir. Son günlerde hekime yönelik şiddet olaylarının da yanlış politikalar sonucu arttığını belirtmeliyim (kendinizi koruyacak bir spor öğrenebilirsiniz).

Ama gerçekten tıbbı seviyorsanız bütün zorluklara göğüs gerebilecek enerjiyi bulabilirsiniz.

Sonuç olarak ülkemizin iyi doktorlara ve iyi mühendislere her zaman ihtiyacı vardır. Önemli olan mutlu olacağınız mesleği yapmaktır. Sevdiğiniz işi yaparsanız her zaman başarılı olursunuz.



Blog Sahibinden

Öncelikle bu bloga yolun düştüyse, üniversiteye giriş sınavında başarılı olduğun için tebrik ederim. Bu blogu tıp tercih etmek isteyenlere ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni tercih etmeyi düşünenlere yardımcı olması için hazırladım.

Blog'u hazırlamaya karar vermemde internlük dönemimde (tıp fakültesi 6. sınıf) fakültemin yönetimi tarafından fakültemi ziyaret eden liseden mezun öğrencilere fakültem hakkında bilgi vermek üzere görevlendirilmem etkili oldu. Bu sırada bizi ziyaret eden öğrencilerin sık sordukları soruların cevaplarını buraya yazmaya karar verdim. Umarım ziyaret etme imkanı bulmayan kardeşlerime de bu blog üzerinden yardımcı olabilirim.

Buradaki görüşler tamamen kişisel görüşlerimdir.

Int Dr Semih Küçükcankurtaran