Not: Tıp konusunda kararlıysan bu yazıyı okumana gerek yok.
MF puanı yüksek gelince ülkemizin en iyi tıp fakültelerine ve mühendislik fakültelerine girebiliyorsunuz fakat mühendislik ve tıp birbirinden oldukça farklı alanlardır. Bu aşamada öncelikle iyi düşünmenizi ve hangisinin size daha uygun olduğuna karar vermenizi öneririm. Bu kararı verirken ileride kendini nerede gördüğünü ve kişisel özelliklerini göz önünde bulundurmalısın.
Açıkçası bu yazıda bir tıpçı olarak tıbba biraz torpil geçmiş olabilirim bu yüzden mühendis arkadaşlar darılmasın :)
Tıp fakültesi tercih etmek demek hekim olmaya karar vermek demektir. Tek tük mezunlar dışında tıp mezunları hekim olarak çalışırlar. Hekimlik dışında ilaç firmalarında, biyomedikal firmalarında ve sigorta şirketlerinde danışman ve yönetici olarak çalışanlar, Sağlık Bakanlığı'nda ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nda (SGK) bürokrat olarak çalışanlar, hatta tıp eğitimi ile alakasız olarak şarkıcılık (Ferhat Göçer), sinema oyunculuğu (Cüneyt Arkın), sinema yönetmenliği (Mustafa Altıoklar), sunuculuk (Elif Ilgaz), şairlik (Küçük İskender), modellik (Selma Ergeç) ve prodüktörlük (Erol Köse) yapan hekimler de vardır. Tıp faültesinden her şey çıkar arada bir de doktor çıkar derler ama ben buna pek katılmıyorum çünkü mezunların %99'u hekimlik yapıyor.
Mühendislik eğitimi ise tıbba göre daha serbest bir alandır. Pek çok farklı alanda çalışabilir ve kendi işini daha rahat kurabilirsin.
Eğer tıp yazmayı düşünüyorsan insan ilişkilerinde iyi olmalısın. İnsanların dertlerini dinlemekten ve onların acılarını ve ağrılarını dindirmekten usanmamalısın. Kısacası etkili iletişim kurmalı, iyi bir dinleyici olmalı ve insanlara sevgi duymalısın. Sır saklayabilmeli ve empati yapabilmelisin. El becerileri konusunda çok becerikli olmana gerek olmasa da çok beceriksiz olmamalısın. Elbette okumayı ve araştırma yapmayı sevmelisin çünkü bütün hayatın böyle geçecek.
Birçok farklı kişilik için birçok mühendislik dalı mevcuttur. Sanırım herkese göre bir mühendislik bulunabilir.
Tıp eğitiminde matematikle pek uğraşmazsın. 4 işlem yapabiliyorsan bu sana tıp eğitimi için yeterli gelecektir. Tıp dersleri daha çok ezbere kaçan biyoloji ile alakalı derslerdir.
Mühendisliklerin hepsinde ileri düzeyde matematik görürsün. Mühendislik eğitiminde de ezber gerektirecek bölümler mevcuttur.
Tıp fakültesinden mezun olduğunda zorunlu hizmet yükümlülüğü vardır. 1 Temmuz'da internlük dönemi biter ve artık bir hekimsindir. Eylül ya da Ekim gibi devletin seni atadığı bir yerde görevine başlarsın. Zorunlu hizmet tıp fakültesinden mezun herkes için geçerlidir (Özel ya da devlet üniversitesi ayrımı yoktur). Zorunlu hizmeti tamamlamadan özel sektörde ya da kendi muayenehanende hekimlik yapamazsın. Zorunlu hizmet her ne kadar ülkenin en ücra köşelerine bile gitme anlamına gelse de gittiğin yerin ücralığına göre maaşın da artar. Yeni mezunlardan 4000 - 4500 TL altında maaş alan duymadım. 12000 TL maaş alan bir yeni mezun duydum ama gerçekliğinden ben de emin degilim.
Mühendislik eğitimi sonrası devlet tarafından atanma durumu yoktur. Bu durumda özel sektörde iş aramalı ya da devlette işe başlamak için bazı sınavları geçmelisin. Bir diğer seçenek de yüksek lisans ile eğitimine devam etmek ama onun için de bazı sınavları geçmelisin. Ayda 1500 TL'ya çalışan yeni mezun mühendis de duydum ayda 10000 TL'ye çalışan yeni mezun mühendis de duydum.
Mühendislik ve Tıbbı bu şekilde kısaca karşılaştırdıktan sonra tıbbın bazı özelliklerine de değinmek isterim. İnsan bedenine dokunma yetkisi olan tek meslektir. Karşınıza gelecek bir insanı kesersiniz, dikersiniz, genlerine müdahale edersiniz (genetik mühendisliği insanla çok alakalı bir iş değil, çünkü insan üzerinde çalışmak için tıp bitirmelisiniz), en özel ve en zor anlarına şahit olursunuz. İnsanlar üzerinde bilimsel araştırmalar yapmak sadece tıp mezunu kişilerin işidir.
Her ne kadar son günlerde hekimliğin itibarını düşürmeye çalışanlar olsa da bence dünya üzerindeki en saygın meslektir. Bu saygınlığı daha tıp fakültesinde öğrenciyken hissedersiniz. Küçük bir yerde sevilen bir hekim belediye başkanı adayı olsa kesin seçilir :)
Eğer işinizi en iyi şekilde yapıyorsanız gece başınızı yastığa koyduğunuzda huzurlu hissedersiniz çünkü insanlık için çalışıyorsunuz. Ruhen çabuk olgunlaştığınızı görürsünüz.
Bütün bunların yanında tıp eğitimi de hekimlik de zordur. 36 saat nöbet tutarsınız, hatta bazen bu nöbetler gün aşırı nöbetler olur. Her ne kadar 657 numaralı kanuna tabii olsanız da diğer memurlar gibi sabah 8 aksam 5 çalışmazsınız. Eğitim hayatınızda da hekimlik yaşamınızda da gün ağırmadan işinizin başında olmanız gerekebilir. Akşamları işleriniz bitmeden çıkamazsınız ve bu işler bazen geç saatlerde biter. Hata yapma şansınız yoktur. Hata yaparsanız başınız çok ağrıyabilir. Son günlerde hekime yönelik şiddet olaylarının da yanlış politikalar sonucu arttığını belirtmeliyim (kendinizi koruyacak bir spor öğrenebilirsiniz).
Ama gerçekten tıbbı seviyorsanız bütün zorluklara göğüs gerebilecek enerjiyi bulabilirsiniz.
Sonuç olarak ülkemizin iyi doktorlara ve iyi mühendislere her zaman ihtiyacı vardır. Önemli olan mutlu olacağınız mesleği yapmaktır. Sevdiğiniz işi yaparsanız her zaman başarılı olursunuz.
MF puanı yüksek gelince ülkemizin en iyi tıp fakültelerine ve mühendislik fakültelerine girebiliyorsunuz fakat mühendislik ve tıp birbirinden oldukça farklı alanlardır. Bu aşamada öncelikle iyi düşünmenizi ve hangisinin size daha uygun olduğuna karar vermenizi öneririm. Bu kararı verirken ileride kendini nerede gördüğünü ve kişisel özelliklerini göz önünde bulundurmalısın.
Açıkçası bu yazıda bir tıpçı olarak tıbba biraz torpil geçmiş olabilirim bu yüzden mühendis arkadaşlar darılmasın :)
Tıp fakültesi tercih etmek demek hekim olmaya karar vermek demektir. Tek tük mezunlar dışında tıp mezunları hekim olarak çalışırlar. Hekimlik dışında ilaç firmalarında, biyomedikal firmalarında ve sigorta şirketlerinde danışman ve yönetici olarak çalışanlar, Sağlık Bakanlığı'nda ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nda (SGK) bürokrat olarak çalışanlar, hatta tıp eğitimi ile alakasız olarak şarkıcılık (Ferhat Göçer), sinema oyunculuğu (Cüneyt Arkın), sinema yönetmenliği (Mustafa Altıoklar), sunuculuk (Elif Ilgaz), şairlik (Küçük İskender), modellik (Selma Ergeç) ve prodüktörlük (Erol Köse) yapan hekimler de vardır. Tıp faültesinden her şey çıkar arada bir de doktor çıkar derler ama ben buna pek katılmıyorum çünkü mezunların %99'u hekimlik yapıyor.
Mühendislik eğitimi ise tıbba göre daha serbest bir alandır. Pek çok farklı alanda çalışabilir ve kendi işini daha rahat kurabilirsin.
Eğer tıp yazmayı düşünüyorsan insan ilişkilerinde iyi olmalısın. İnsanların dertlerini dinlemekten ve onların acılarını ve ağrılarını dindirmekten usanmamalısın. Kısacası etkili iletişim kurmalı, iyi bir dinleyici olmalı ve insanlara sevgi duymalısın. Sır saklayabilmeli ve empati yapabilmelisin. El becerileri konusunda çok becerikli olmana gerek olmasa da çok beceriksiz olmamalısın. Elbette okumayı ve araştırma yapmayı sevmelisin çünkü bütün hayatın böyle geçecek.
Birçok farklı kişilik için birçok mühendislik dalı mevcuttur. Sanırım herkese göre bir mühendislik bulunabilir.
Tıp eğitiminde matematikle pek uğraşmazsın. 4 işlem yapabiliyorsan bu sana tıp eğitimi için yeterli gelecektir. Tıp dersleri daha çok ezbere kaçan biyoloji ile alakalı derslerdir.
Mühendisliklerin hepsinde ileri düzeyde matematik görürsün. Mühendislik eğitiminde de ezber gerektirecek bölümler mevcuttur.
Tıp fakültesinden mezun olduğunda zorunlu hizmet yükümlülüğü vardır. 1 Temmuz'da internlük dönemi biter ve artık bir hekimsindir. Eylül ya da Ekim gibi devletin seni atadığı bir yerde görevine başlarsın. Zorunlu hizmet tıp fakültesinden mezun herkes için geçerlidir (Özel ya da devlet üniversitesi ayrımı yoktur). Zorunlu hizmeti tamamlamadan özel sektörde ya da kendi muayenehanende hekimlik yapamazsın. Zorunlu hizmet her ne kadar ülkenin en ücra köşelerine bile gitme anlamına gelse de gittiğin yerin ücralığına göre maaşın da artar. Yeni mezunlardan 4000 - 4500 TL altında maaş alan duymadım. 12000 TL maaş alan bir yeni mezun duydum ama gerçekliğinden ben de emin degilim.
Mühendislik eğitimi sonrası devlet tarafından atanma durumu yoktur. Bu durumda özel sektörde iş aramalı ya da devlette işe başlamak için bazı sınavları geçmelisin. Bir diğer seçenek de yüksek lisans ile eğitimine devam etmek ama onun için de bazı sınavları geçmelisin. Ayda 1500 TL'ya çalışan yeni mezun mühendis de duydum ayda 10000 TL'ye çalışan yeni mezun mühendis de duydum.
Mühendislik ve Tıbbı bu şekilde kısaca karşılaştırdıktan sonra tıbbın bazı özelliklerine de değinmek isterim. İnsan bedenine dokunma yetkisi olan tek meslektir. Karşınıza gelecek bir insanı kesersiniz, dikersiniz, genlerine müdahale edersiniz (genetik mühendisliği insanla çok alakalı bir iş değil, çünkü insan üzerinde çalışmak için tıp bitirmelisiniz), en özel ve en zor anlarına şahit olursunuz. İnsanlar üzerinde bilimsel araştırmalar yapmak sadece tıp mezunu kişilerin işidir.
Her ne kadar son günlerde hekimliğin itibarını düşürmeye çalışanlar olsa da bence dünya üzerindeki en saygın meslektir. Bu saygınlığı daha tıp fakültesinde öğrenciyken hissedersiniz. Küçük bir yerde sevilen bir hekim belediye başkanı adayı olsa kesin seçilir :)
Eğer işinizi en iyi şekilde yapıyorsanız gece başınızı yastığa koyduğunuzda huzurlu hissedersiniz çünkü insanlık için çalışıyorsunuz. Ruhen çabuk olgunlaştığınızı görürsünüz.
Bütün bunların yanında tıp eğitimi de hekimlik de zordur. 36 saat nöbet tutarsınız, hatta bazen bu nöbetler gün aşırı nöbetler olur. Her ne kadar 657 numaralı kanuna tabii olsanız da diğer memurlar gibi sabah 8 aksam 5 çalışmazsınız. Eğitim hayatınızda da hekimlik yaşamınızda da gün ağırmadan işinizin başında olmanız gerekebilir. Akşamları işleriniz bitmeden çıkamazsınız ve bu işler bazen geç saatlerde biter. Hata yapma şansınız yoktur. Hata yaparsanız başınız çok ağrıyabilir. Son günlerde hekime yönelik şiddet olaylarının da yanlış politikalar sonucu arttığını belirtmeliyim (kendinizi koruyacak bir spor öğrenebilirsiniz).
Ama gerçekten tıbbı seviyorsanız bütün zorluklara göğüs gerebilecek enerjiyi bulabilirsiniz.
Sonuç olarak ülkemizin iyi doktorlara ve iyi mühendislere her zaman ihtiyacı vardır. Önemli olan mutlu olacağınız mesleği yapmaktır. Sevdiğiniz işi yaparsanız her zaman başarılı olursunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder